BOLD – Türkiye’nin son Şam Büyükelçisi Ömer Önhon, kısa süre önce Türkiye ve Suriye arasındaki iyileşme çabalarında sürecin belli bir olgunluğa eriştiğini söylemiş ve AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Suriye Devlet Başkanı Esed’in “tesadüfen” görüşmelerinin muhtemel olduğunu belirtmişti.
ÇAVUŞOĞLU DA TESADÜFEN KARŞILAŞMIŞTI
Eski büyükelçi “Mesela Çavuşoğlu bundan bir sene kadar evvel ne dedi? Belgrad’da koridorda Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad’la tesadüfen karşılaştığını söyledi. Belki son Birleşmiş Milletler toplantılarında da birbirlerine tesadüf ederler olmaz mı? Eğer orası olmazsa, ondan sonraki ilk uluslararası ortamda, onun marjında belki bir araya gelebilirler. Bunlar belli olmaz. Bunlar, olayların, aralarında yapılan görüşmelerin hangi düzeye geldiği ile siyaseten ne kadar kabul edilebilir olduğuyla bağlantılı şeyler” ifadelerini kullanmıştı.
ESED’E NİYET, SİSİ’YE KISMET
Ömer Önhon’un bahsettiği bu tesadüfi görüşme Erdoğan ve Esed arasında henüz gerçekleşmedi; ancak Erdoğan ve Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah Sisi arasında gerçekleşti.
Erdoğan ve Sisi, Katar’da Dünya Kupası’nın açılış maçında, tam da Önhon’un tarif ettiği şekilde, koridorda “tesadüfen” karşılaştılar ve el sıkıştılar. Deneyimli Büyükelçinin ifadesine göre bu tokalaşma, “süreç belirli bir olgunluğa” eriştikten sonra gerçekleşmiş olmalı.
Tokalaşma öncesinde Mısır-Türkiye ilişkilerinde yaşanan gelişmeler göz önüne alındığında ise bu tokalaşma pek de tesadüfi durmuyor, aksine perşembenin gelişi çarşambanın bile öncesinden belliydi.
Suriye ile ilişkilerin normalleşmesinde nasıl en büyük engel, Erdoğan’ın Suriyeli muhalif gruplara destek vermesi olduysa, Mısır ile normalleşmenin önündeki en büyük engel de Müslüman Kardeşler grubuna verilen destek oldu.
Mısır ile normalleşme için Erdoğan’ın Müslüman Kardeşler’e verdiği destekten taviz vermesi ya da hepten vazgeçmesi gerekiyordu. Ve anlaşılan öyle de oldu.
TOKALAŞMA ÖNCESİ MÜSLÜMAN KARDEŞLER ÜYELERİ GÖZALTINA ALINDI
Bunun ilk işaretini de yaklaşık 20 gün önce gördük. Ekim ayı sonunda Londra merkezli Asharq Al-Awsat gazetesi, Mısır’da düzenlenecek BM iklim zirvesini protesto çağrısı yapan Türkiye’deki 34 Müslüman Kardeşler üyesinin gözaltına alındığını yazdı. Türkiye’nin daha önce de ülkede yayın yapan Müslüman Kardeşler’le bağlantılı televizyonlardan Kahire yönetimine eleştirileri azaltmasını istediği belirtildi. Ve hatta örgütün uydu kanalı Mekameleen TV’nin yayınlarına Türkiye dışında devam edeceği açıklandı.
Anlaşılan o ki, bu tesadüfi tokalaşma öncesinde Türkiye çoktan Müslüman Kardeşler’den vazgeçmişti. Tokalaşma öncesinde çoktan gereken keskin adımlar atılmıştı.
ERDOĞAN’IN BERABER YÜRÜDÜKLERİNİ TERK ETMESİ NE İLK NE DE SON
Peki Türkiye’de Erdoğan-Sisi tokalaşmasını muhalefetin bu kadar tepki vermesine, iktidar yanlılarının ise önce şaşkınlığa uğramış gibi yapıp sonra Erdoğan’ı savunmaya iten şey ne?
Erdoğan’ın beraber yürüdüklerini terk etmesi mi?
Erdoğan zaten iktidarını sürdürmek için beraber yola çıktığı arkadaşlarından vazgeçmiş, onları terk etmiş ve hatta arkalarından onlara “hain” damgasını vurmuş bir isim.
Erdoğan’ın 180 derece döndüğü dış politika manevrası yapması mı?
Bunu defalarca görmedik mi zaten? Filistin’de Hamas’ı terk etmedi mi? Mavi Marmara gemisiyle gidenlere “bana mı sordunuz” demedi mi? “Terör devleti” dediği İsrail’le ilişkiler normalleşmedi mi? 15 Temmuz’un finansörü olduğunu söylediği Birleşik Arap Emirlikleri ile Ankara’nın “darbenin finansörü” ithamıyla hakkında kırmızı bülten talebinde bulunduğu BAE Prensi ile oturup 13 anlaşma imzalayarak yeni bir sayfa açmadı mı?
Rusya uçağının düşürülmesi, rahip Brunson olayı, Cemal Kaşıkçı davası… Dış politikadaki u dönüşlerinin sayısı çok.
Hem Erdoğan, beraber yürüdüklerini yarı yolda bırakmış ve bırakmaya teşne bir isim hem de bu alışkanlığını defalarca gösterdi bize.
Şimdi de daha önce “zalim”, “firavun”, “darbeci”, “Onunla aynı masaya oturmam” dediği, Sisi ile selamlaşıp tokalaştı. Hatta Mısır basınına göre, bu el sıkışmaya ek olarak, bir de “ikili görüşme” gerçekleştirdi.
ERDOĞAN’IN SİSİ İLE TOKALAŞMASINA NEDEN ŞAŞIRIYORUZ?
O zaman Erdoğan’ın Sisi ile tokalaşmasına niye şaşırıyoruz? Muhalefet bu hamleyi niye yüksek sesle dile getiriyor?
Muhalefetin derdi, Erdoğan’ın bir zamanlar oy kazanmak için yaptığı bu hamleden geri dönüşünü, bu sefer kendi lehine oylara döndürmek. Bunun için çok şaşırmış gibi yapıyor. Ne kadar çok şaşırırsa ve ne kadar çok tepki verirse, seçmenin bu u dönüşünün o kadar kötü bir hamle olduğunu düşüneceği algısına kapılıyor.
İktidar yanlılarının ise göstermelik bir “yıkıldım” açıklaması yapıp ardından “Erdoğan’ı yalnız bıraktık” diyerek yine onu aklamaya çalışıyor. Hatta iktidar yanlısı bütün medya kurumları, bu tokalaşmayı bir dış politika başarısı gibi sunmaktan bile çekinmiyor.
SEÇMENDE BİR KARŞILIĞI YOK
Ama anlaşılan o ki; ne Erdoğan’ın tıpkı daha önce yaptığı gibi beraber yürüdüklerini terk etmesi ne muhalefetin onca ses çıkarması ne de iktidar yanlılarının şaşırmış gibi yapıp yine Erdoğan’a destek vermesi seçmen ve halk nezdinde bir karşılık bulmayacak.
Çünkü enflasyonun tarihi zirveleri gördüğü, Türk lirasının değerinin eridiği bir dönemde, dış politika hemen hemen hiçbir seçmenin kulak kabartıp tepki veya tavır ortaya koyacağı bir gelişme değil. Hatta vatandaş geçim derdiyle uğraşırken, dış politikada hamleler yapmak dünya siyasetinde sıkça başvurulan bir yöntem. Evde ekmek kaygısı çeken vatandaş için, dış politika için kaygılanmak çok lüks bir tavır. Erdoğan, bu dış politika hamleleri gerçekleştirmek için halkın ilgisinin ekonomiye kaymış olmasını da bir fırsat olarak görüyor olması çok muhtemel.
Geriye dış politikayı kendisine dert edinmiş bir avuç grup kalıyor. Ama onlar için de ekonomi bu kadar kötü olduğu, vatandaşın dış politikayı umursayamadığı, seçimlerin yaklaştığı bir ortamda, Erdoğan’ın bu hamlesi çarşambadan belli olan bir hamle sadece.