Tahliyesine iki gün kala Silivri 5 Nolu Cezaevinde ölen Ferhan Yılmaz’ın ağabeyi Hikmet Yılmaz, kardeşinin kalp krizi nedeniyle değil, işkence görerek öldüğünü söyledi. Yılmaz, “Yıkarken gördük, boynuna çamaşır ipiyle asılmış gibi iz var, her iki gözü patlamış, gözlerinden kan geliyor, burnu tamamen kırılmış pamuklarla doldurulmuş. Göğsünde de morluk vardı. Üst dudağı neredeyse bir avuç kadar şişmişti.” dedi.
BOLD – Hak ihlalleri ve işkence iddialarıyla gündemden hiç düşmeyen Silivri 5 No’lu L Tipi Kapalı Cezaevinde hayatını kaybeden Ferhan Yılmaz’ın cenazesi dün Batman’ın Örnekköyü mezarlığına defnedildi.
Cezaevi yönetiminin kalp krizi nedeniyle öldüğü söylediği Ferhat Yılmaz’ın ağabeyi ise “Bize kalp krizi dediler. Cenazesini yıkarken gördük ki her iki gözü patlamış, burnu sanki tamamen kırılmış, göğüs kısmında büyük bir şişkinlik ve morluk, sanki boynunda da çamaşır ipiyle asılmış gibi iz vardı.” diye açıklama yaptı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nin dün yaptığı basın açıklamasında Silivri 5 No’lu L Tipi Kapalı Cezaevinde 60 gardiyan, 6 Nisan’da girdiği koğuşlarda tutuklulara işkence yaptı, tehdit etti ve kendilerini öldürmelerini istedi.
İddia günler önce de gündeme geldi, ancak Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü “İddialar tamamen gerçek dışıdır. Söz konusu iddialar iyi niyetten uzak, kamuoyunda algı oluşturmaya yöneliktir” diyerek yalanladı. Ancak o günden bu yana ne avukatlar ne de aileler mahpuslarla görüşebildi.
“YAZIN Kİ BAŞKALARI ÖLMESİN”
10 Nisan 2022 pazar günü hastaneye kaldırılan 29 yaşındaki Ferhan Yılmaz hayatını kaybetti. Pek çok yerde adı Serhan Yılmaz olarak geçen mahpusun ağabeyi Hikmet Yılmaz, kardeşini dün toprağa verdiklerini söyleyerek “Yazın yazın, yazın ki başkaları ölmesin” dedi.
Evrensel gazetesinden Meltem Akyol’un haberine göre Hikmet Yılmaz’ın açıklamaları şöyle:
“Pazar günü cezaevinden aradılar. Anneme ‘Oğlunuz kalp krizi geçirdi, durumu kritik hastaneye gelmeniz lazım’ demişler. Silivri Devlet Hastanesi’ne kaldırılmış. Annemler hemen hastaneye gitti, hiçbir şekilde görüştürmediler. Ben gittiğimde doktor ilk gün ‘ya buna ne yapmışlar, iç organları hiçbir şeyi kalmamış, çocuk patlamak üzere’ dedi. Ama sonra hiçbir açıklama yapmadı. Sorduğumuzda ‘cezaevini arayın’ dediler. Biz hiç göremedik hastanede. Sonra ‘öldü’ dediler.
“CEZASI BİTMİŞTİ, ÇIKACAKTI, NİYE İSYANA KATILSIN?”
Kalp krizi dediler ama biz yıkarken gördük, sanki boynuna çamaşır ipiyle asılmış gibi iz var, her iki gözü patlamış, gözlerinden kan geliyor, burnu sanki tamamen kırılmış pamuklarla doldurulmuş, göğüs kısmında büyük bir şişkinlik ve morluk var, sanki ağaç saplanmış gibi. Üst dudağı neredeyse bir avuç kadar şişmişti.
Sağ ayak kısmı dikişliydi. Daha sonra cezaevinden bize ‘isyan çıkmış, sizin oğlunuz da onların içindeydi. İsyandan dolayı fenalaşmış, kalp krizi geçirmiş’ açıklaması yaptılar. Kardeşim cezasını tamamlamıştı. Bugün çıkacaktı. Para göndermiştik ona. Birkaç gün sonra tahliye edilecek çocuk, neden isyana katılsın, bizim çocuğumuza ne yaptılar. Peşini bırakmayacağız.”
14 insan hakları örgütünden toplu korona ölümlerine karşı acil çağrı