Hem Türkiye hem de bölge için en büyük güvenlik sorunu haline gelen Erdoğan Rejimi’ne karşı yeni bir düzen kuruluyor. Erdoğan da kendisinden öncekilerin yaptığını yaparak kurtulmaya çalışırken, halkını ve devletini ateşe atıyor.
FATİH YURTSEVER | BOLD ANALİZ
Bernard Russel, Batı Felsefesi Tarihi-I kitabında Aristo’nun politikaya ilişkin görüşlerini anlattığı bölümde “Tiranlıktan” bahseder. “Tiranlar çok büyük ölçüde halkı soylulara karşı korumak vaadiyle iktidarı ele geçiren laf cambazlarıdır. Tiranların iktidarını koruyabilmeleri için insanların birbirini çok iyi tanıması engellenmeli, onları kendi kapısında açıkta yaşamaya mecbur etmelidir. Kadın dedektifler casuslar gibi çalıştırılmalıdır. Kavga tohumları ekilmeli ve halk yoksullaştırmalıdır. Tebaanın yapacak bir şeyi olsun ve devamlı bir lidere ihtiyaç duysun diye savaş çıkarmalıdır.”
Erdoğan Türkiye’yi Küçük Asya’nın Kuzey Kore’si yapmaya çalışıyor
Erdoğan rejimi tam da Aristo’nun yazdıklarını haklı çıkarırcasına, özellikle de dış politikada, komşularla ilişkilerde devamlı sorun çıkarıyor, Türkiye’yi bölgede yalnızlaştırarak Küçük Asya’nın Kuzey Kore’si haline getirmeye çalışıyor. Üstelik bunları yaparken hiçbir ulusal hak ve menfaati de dikkate almıyor. Erdoğan Rejimini kendisine tehdit olarak gören ülkeler askeri güç kapasitelerini artırma yoluna gidiyorlar. Bu durum Türkiye’nin bölgede yalnızlaşmasına ve güvenlik kuşağının tehlikeli ve kırılgan hale gelmesine neden oluyor. Geçmişte Türkiye ile arasında askeri kapasite açısından denge güdülen ülkeler, yeni silah alımlarıyla dengeyi lehlerine bozuyor.
Yunanistan’ın Artan Hava Gücü Türkiye İçin Yakın Vadede Tehdit Olacak
Doğu Akdeniz’de yaşanan sondaj gerilimden sonra AB’den istediği seviyede destek alamayan Yunanistan 6 Kasım tarihinde ABD’ye gönderilen mektup ile resmi olarak 18 adet F-35 uçağını mümkün olan en kısa zamanda satın almak istediğini belirtti. Daha önce de Fransa’dan 18 adet Rafale uçağının alacağına ilişkin haberler basına yansımıştı. Erdoğan Rejimi sayesinde Türkiye askeri olarak nasıl kullanılacağı henüz belli olmayan S-400’ler uğruna, F-35 projesinden çıkarıldı.
15 Temmuz sonrasında yapılan tasfiyeler nedeniyle Hava Kuvvetlerinde yeterli sayıda F-16 savaş pilot bulunmuyor. Yeni ABD yönetimi tarafından CAATSA yaptırımları da devreye alınırsa hava kuvvetlerinde yüzde 85 oranında ABD’ye bağımlı olan Türkiye F-16 uçağı uçuramaz hale gelecek. Türkiye ve Yunanistan arasındaki askeri gücün özellikle de hava gücünün Yunanistan lehine değişmesi yakın vadede Türkiye için önemli bir güvenlik sorunu olacak.
İsrail Doğu Akdeniz’de En Etkili Deniz Gücü Oluyor
ABD’nin önderliğinde Doğu Akdeniz’de kurulan Türkiye-ABD-İsrail iş birliği “One Minute” kriziyle Erdoğan tarafından bozuldu. Şu anda İsrail-Güney Kıbrıs ve Yunanistan arasında Doğu Akdeniz’de Türkiye’ye yönelik bir ittifak kurulmuş durumda. İsrail Deniz Kuvvetleri son teknoloji ürünü olan, toplamda 4 Adet olması planlanan Saar 6 korvetlerin ilkini yakında hizmete sokacak.
Tüm gemiler hizmete girdiğinde; silah yükleri, hava ve füze savunma sistemleri ve elektronik harp kabiliyetleriyle İsrail Donaması bölgenin en etkili deniz gücü olacak. Bu deniz gücünün Doğu Akdeniz’de Türk Deniz Kuvvetlerine tehdit teşkil edeceği gayet açık. İsrail askeri doktrini doğrultusunda F-35 uçakları ile birlikte bölgenin en güçlü hava kuvvetlerine sahip. İsrail’in hava gücünü Doğu Akdeniz’de deniz gücüyle müşterek kullanması, Doğu Akdeniz’de güç dengelerini değiştirecek.
Mısır İlk Defa Karadeniz’de
Erdoğan rejimi politik hevesleri uğruna 2013 yılından itibaren Mısır ile tüm askeri ve diplomatik ilişkileri askıya aldı. Mısır son beş yıl içerisinde hava ve deniz kuvvetlerine ciddi yatırım yaptı. Erdoğan rejimi sayesinde oluşan Türkiye karşıtlığı ekseninde yaşanan Mısır-Rusya yakınlaşması meyvelerini Mısır gemilerin Karadeniz’e çıkması şeklinde verdi. Mısır güçlenen hava ve deniz kuvvetleriyle Yunanistan-Güney Kıbrıs eksenine kayıyor. İsrail ile kuvvetlenen Türkiye karşıtı blok, Mısır ile daha güçlenecek. Erdoğan Rejimi sayesinde Türkiye yakın gelecekte Ege ve Doğu Akdeniz’de denizden kuşatılmış hale gelecek.
Rus Helikopterini Kim Düşürdü?
Devlet kurumlarının devre dışı bırakılması, şahsi menfaatler uğruna başka ülkelerin taşeronluğuna soyunmak Erdoğan Rejimine hayat suyu verse de Türkiye’nin geleceğini karartıyor. Rus basınında bu günlerde sıkça Erdoğan ve MI6 Başkanı Richard Moore arasındaki yakın ilişkiler gündeme getiriliyor. Ortaya atılan iddialara göre İngiltere, Kafkaslarda Erdoğan’ı kullanarak yeni bir “Great Game” kurma peşinde. Richard Moore Erdoğan konusunda ABD’yi ikna etmeye çalışıyor. Ancak Rusya yaşanan gelişmelerin farkında. Ermenistan-Azerbaycan krizinde de Rusya son anda Aliyev’in çift taraflı oynaşından istifade ederek kazanan ülke oldu. Erdoğan Rejimi teşkil edilecek Barış Gücünde TSK’da yer alacak dese de Putin son noktayı koydu. Zaten Azerbaycan adına askerî harekâtı planlayan Türk generallerin resimlerinin Rus basınında yayımlanması, Rusya’nın her şeyden haberdar olduğunu gösteriyor.
Zira; Ermenistan-Azerbaycan barış görüşmeleri öncesinde bir Rus helikopteri düşürüldü. Beklenenin aksine Azerbaycan süratli bir şekilde sorumluluğu üzerine alarak tazminat ödemeyi kabul etti, Ruslar da fazla üstelemeden krizi sönümlendirmeyi tercih etti. Anlaşılan helikopter barış görüşmelerini sabote etmek için Erdoğan Rejimi ve onun TSK’daki işbirlikçileri tarafından düşürüldü. Aliyev ve Putin olayın perde arkasını bildikleri için beklenen hareketi yapmayarak, barış görüşmelerine devam ettiler. Erdoğan Rejimi oyun dışı kalarak istediğini alamadı. Putin son birkaç gün içerisinde tekrar oyuna dahil olmak için çaba sarf eden Erdoğan Rejimine veya arkasındaki güce Türk generallerin resmini yayımlayarak cevap verdi: “Her şeyi biliyoruz, ileri giderseniz daha fazlasını açıklarız.”
Sonuç olarak Erdoğan Rejimi hem Türkiye hem de bölge için en büyük güvenlik sorunu haline geldi. Bölgede Erdoğan Rejimine karşı yeni bir düzen kuruluyor. Bu düzenin ne büyük kaybedeni trend bu şekilde devam ederse Türkiye olacak. Tarihi günler yaşıyoruz. ABD, Erdoğan rejimine karşı AB’yi iş birliğine çağıyor. Aristo’nun dediği gibi, tebaanın yapacak bir şeyi olsun ve devamlı bir lidere ihtiyaç duysun diye savaş çıkarmalıdır.
Erdoğan da kendisinden öncekilerin yaptığını yaparak kurtulmaya çalışırken, halkını ve devletini ateşe atıyor.