Yazar Herkül Milas, ırkçı, ötekileştirici ve nefret söylemi içeren dil kullanan politikacıların, terör olayı olunca “lanetliyoruz” diye mesaj atmasını “ikiyüzlülüğün daniskası” olarak niteledi.
BOLD – Fransa’da bir öğretmenin kafasının kesilmesiyle başlayan ve ardından Müslüman ülkeler ile Avrupa arasında büyük bir gerilime doğru evrilen olaylar sürüyor.
Son yazısında bu konuyu ele alan ve teröristlerin genelde beyinleri yıkanmış ve kandırılmış gençler olduklarının altını çizen Kronos yazarı Herkül Milas, ötekileştirici ve nefret söylemi içeren cümleler kuranların terör olaylarını kınamasını ise “ikiyüzlülük” olarak değerlendirdi.
‘LANETLİYORUZ’ SÖZÜ İLE TEMİZE ÇIKANLAR
Beyinleri yıkanan gençlere acıdığını söyleyen Milas: “Irkçı bir dünya algısını kafalarına yerleştirenler, kısa bir “lanetliyoruz” sözü ile temize çıkarken teröristler, ki çoğu genç insanlardır, inandırıldıkları bir eylemde hayatlarını kaybediyorlar. Aileleri de bu acıyı yaşıyor” ifadelerini kullandı.
Her olay sonrası teröristleri oluşturanlara kızdığını söyleyen Milas: “Teröristler, öldürdükleri kimseler gibi masumdur demeyeceğim ama kin söylemiyle terörü körükleyenlerden çok daha az suçludurlar. Ötekileştirmeyi kendi çıkarları yönünde araçlaştırmış olanlar, hayatlarını normal ve hatta lüks içinde yaşarken gaza getirdikleri gönüllü ölüme gitmekte” dedi.
Milas yazısının devamında şu ifadeleri kullandı: “Sürekli “siz katilsiniz, soykırım yaparsınız, masum Müslümanları ezersiniz, Peygamberimize ve kutsallarımıza hakaret edersiniz, ülkemize karşı komplolar kurarsınız, şantaj yaparsınız, kadınlarımızı rencide edersiniz, yaşam biçimimize karışırsınız, bizi hor görürsünüz, düşmanlarımızdan yana çıkarsınız, bizi barbar ve terörist diye tanıtırsınız, ırkçısınız, kundaklayıp çocuklarımızı katledersiniz, bize kin besliyorsunuz, haklarımızı tanımıyorsunuz, bencilsiniz, tarih boyunca yaptınız bunları, İslamofobi içinize işlemiş, bedelini de ödeyeceksiniz” diye konuştuktan sonra, bir terör olayı olunca “lanetliyoruz” diye mesaj atmak ikiyüzlülüğün daniskasıdır.
Her terörist galeyana gelmiş bir kimsedir. Haksızlığa uğramış olduğuna inanır. Yukarıda sıraladığım ötekileştirici söylemin etkisindedir. Bu söylenenlere inanmış bir kimsedir. Terörist, bir manyak katil olarak doğmamıştır. Toplum içinde duydukları ve yaşadıklarıyla terörist olmuştur.
Biz-öteki kavgasında bilgisiz olanlar “kin söyleminin” ne anlama geldiğini bilmez. “Sen bana karşısın” lafının arkasında başka bir gerçek bulunur: “Ben de sana karşıyım”! Yukarıdaki söylemin sahibi belli ki bir kin bunalımındadır. Öteki olarak gördüğüne karşı düşmanlığı ve kini tehlikeli boyutlara varmıştır demektir.
Toplumları genel olarak kötüleyen söylemlere ırkçılık derler. Almanlar Yahudiler için “kötü sıfatlar” kullanırken biz Yahudileri anlamadık, onlar hakkında bilgi sahibi olmadık; Nazi’lerin iç dünyasını anladık. Batı ve Hıristiyan dünyaya karşı kullanılan bu hezeyandan anladığımız, birilerinin kin bunalımında olduklarıdır. Ve söylemi de bu kini yaymakta ve çoğaltmaktadır.
İslamofobinin tarihi bir boyutu var. Yüzyılların Doğu-Batı veya Müslüman-Hıristiyan savaşları Batı’da önyargının oluşmasına neden oldu. Ya Doğu’da ne oldu? Tabii ki Doğu’da da benzer önyargıların oluşmasına neden oldu. Zaten tersini söylemek ırkçılık olurdu: Savaşlar sizi ırkçı kıldı ama bizi kılmadı! Neden? Çünkü fıtratımızda bu yok!
Öfkem kime yönelmeli?
İslamofobi, “Batı Dünyası”nda yaşananları açıklamak için uygun terim değildir. Şu an yaşanan “İslam korkusudur”, fobisi değildir. Çünkü terörizm İslam adına yapılıyor. Bombadan ve kalaşnikoftan önce “Allah’u Ekber” sözü duyuluyor. Bütün Müslümanlar tabii ki terörist değildir, ama son yıllarda dünya çapında cinayet işleyen teröristlerin büyük çoğunluğu Müslüman. En azından öyle olduklarını ilan ediyorlar. Kafa kesmeleri, bıçaklamaları ve bomba eylemlerini bir dinin adına yaptıklarını ilan ediyorlar.
Bu olayları “lanetlemek” yetmiyor ve hele terörü sonlandırmıyor. “Siz kötüsünüz” söylemi kini yeniden ürettikçe terörü de besleyecektir. Terörü “Batı” değil, “Doğu”daki algı ve söylem üretmektedir. Batı’nın kusurları – ki kuşkusuz ve doğal olarak vardır ve her toplumda olduğu gibi Batı’da da olacaktır – eleştirilirken bu ırkçı ötekileştirmenin dışında başka bir yaklaşımla yapılmalıdır. Yani genellemelere başvurmadan.
Şu an revaçta olan Batı karşıtı “eleştiri” en açık biçimde ırkçıdır. Batı, hem zamana içinde, yani tarih boyunca, hem de toplum olarak – bir “bütün biçiminde” – aynı özellikleri gösteren bir topluluk olarak sergilenmektedir. O zaman da terörist neden sokaktaki herhangi bir “batılıyı” öldürmesin ki? Hepsi aynı değil mi bütün bu gâvurlar?
Bu yazının pek bir işe yaramayacağını düşünüyorum. Çünkü önyargılar derin kökler salmış. Ben içimi döktüm. İçm yandığı için.”
Fransa’da Bozkurtlar’dan sonra Milli Görüş için de kapatma talebi